












[EDA UYAR]
İç mimar ve multidisipliner tasarım stüdyosu olan BURĒAU’nun kurucusu Eda Uyar, TANI koleksiyonunun yeni serisinde yer aldı. BURĒAU ve Eda Uyar’ı daha yakından tanımak için bu içeriği okuyabilirsiniz. ☻ ☻ ☻
1.) Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Merhabalar, ben Eda Uyar. BURĒAU’nun kurucusu ve kreatif direktörüyüm.
BURĒAU, iç mimarlık, uygulama ve galeri hizmetlerini aynı çatı altında buluşturan multidisipliner bir tasarım stüdyosu. Fikrin ilk ortaya çıkış anından uygulamaya, mekânın karakterinden onun içinde yaşayan sanat eserlerine kadar tasarımı bir bütün olarak ele alıyoruz. Bunu yapma sebebimiz; hem tasarımcı hem de müşteri tarafında süreci daha keyifli, daha akışkan ve tatmin edici bir hale getirmek.
İç mimarlık ve mobilya tasarımı alanlarında eğitim aldım; her iki alanda da yüksek lisans yaptım. Hem iç mimar hem de mobilya tasarımcısıyım. Aynı zamanda bir hikâye anlatıcısıyım. Mekânları yalnızca estetik değil, fonksiyonel ve duygusal bir zeminde inşa etmeyi çok seviyorum. Bir markaya, kişiye ya da kuruma özel, kişiselleştirilmiş bir hikâye geliştirmek ve bunu mimari bir dile dönüştürmek, zaman harcamayı en çok sevdiğim alanlardan biri. BURĒAU’da da özgün bir hikâyeyi iyi bir tasarımın ön koşulu olarak görüyor ve bunu ilke ediniyoruz.
Merhabalar, ben Eda Uyar. BURĒAU’nun kurucusu ve kreatif direktörüyüm.
BURĒAU, iç mimarlık, uygulama ve galeri hizmetlerini aynı çatı altında buluşturan multidisipliner bir tasarım stüdyosu. Fikrin ilk ortaya çıkış anından uygulamaya, mekânın karakterinden onun içinde yaşayan sanat eserlerine kadar tasarımı bir bütün olarak ele alıyoruz. Bunu yapma sebebimiz; hem tasarımcı hem de müşteri tarafında süreci daha keyifli, daha akışkan ve tatmin edici bir hale getirmek.
İç mimarlık ve mobilya tasarımı alanlarında eğitim aldım; her iki alanda da yüksek lisans yaptım. Hem iç mimar hem de mobilya tasarımcısıyım. Aynı zamanda bir hikâye anlatıcısıyım. Mekânları yalnızca estetik değil, fonksiyonel ve duygusal bir zeminde inşa etmeyi çok seviyorum. Bir markaya, kişiye ya da kuruma özel, kişiselleştirilmiş bir hikâye geliştirmek ve bunu mimari bir dile dönüştürmek, zaman harcamayı en çok sevdiğim alanlardan biri. BURĒAU’da da özgün bir hikâyeyi iyi bir tasarımın ön koşulu olarak görüyor ve bunu ilke ediniyoruz.
2.) İç mimarlık yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alana yönelmenizde belirleyici olan unsurlar nelerdi?
2.) İç mimarlık yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alana yönelmenizde belirleyici olan unsurlar nelerdi?
2.) İç mimarlık yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alana yönelmenizde belirleyici olan unsurlar nelerdi?
Çocukluğumdan beri estetik felsefeyle yakın bağ kuran bir ruhum vardı. Güzeli aramak, biçim ve anlam ilişkisini sorgulamak, benim için sadece bir merak değil, bir yaşam biçimiydi. Bu içsel yönelimim, tasarıma olan ilgimi besledi.
Aynı zamanda, 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bir inşaat firmasının içinde büyüdüm. Yapıyla, malzemeyle, teknik detaylarla çok erken yaşta haşır neşir oldum. Estetik merakım ile yapısal bilgiyi bir araya getirmek, benim için çok heyecan verici bir senteze dönüştü ve tutkularımı besledi.
Bu nedenle, iç mimarlık benim için sadece bir kariyer değil, tutkunun somut bir karşılığı. Eğer sevdiğin işi yaparsan, bir gün bile çalışmış sayılmazsın derler. Bu sözün kökeni tam olarak net olmasa da, genellikle Konfüçyüs'e atfedilir. Ben gerçekten böyle hissediyorum; çünkü işim, hayatım boyunca içinde olmayı hayal ettiğim dünyaya açılan bir kapı oldu.
Çocukluğumdan beri estetik felsefeyle yakın bağ kuran bir ruhum vardı. Güzeli aramak, biçim ve anlam ilişkisini sorgulamak, benim için sadece bir merak değil, bir yaşam biçimiydi. Bu içsel yönelimim, tasarıma olan ilgimi besledi.
Aynı zamanda, 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bir inşaat firmasının içinde büyüdüm. Yapıyla, malzemeyle, teknik detaylarla çok erken yaşta haşır neşir oldum. Estetik merakım ile yapısal bilgiyi bir araya getirmek, benim için çok heyecan verici bir senteze dönüştü ve tutkularımı besledi.
Bu nedenle, iç mimarlık benim için sadece bir kariyer değil, tutkunun somut bir karşılığı. Eğer sevdiğin işi yaparsan, bir gün bile çalışmış sayılmazsın derler. Bu sözün kökeni tam olarak net olmasa da, genellikle Konfüçyüs'e atfedilir. Ben gerçekten böyle hissediyorum; çünkü işim, hayatım boyunca içinde olmayı hayal ettiğim dünyaya açılan bir kapı oldu.
3.) BURĒAU’nun kuruluş sürecinde size “Bu markayı kurmalıyım” dedirten unsurlar nelerdi?
3.) BURĒAU’nun kuruluş sürecinde size “Bu markayı kurmalıyım” dedirten unsurlar nelerdi?
3.) BURĒAU’nun kuruluş sürecinde size “Bu markayı kurmalıyım” dedirten unsurlar nelerdi?
Kendi markamı kurmak, ilk tohumları üniversite zamanlarıma dayanan bir fikir.Uzun yıllar yavaş yavaş büyüyen bir hayaldi. Sektörde geçirdiğim 8 yıllık deneyim boyunca, tasarımın yalnızca yaratıcı fikirlerden ibaret olmadığını; aynı zamanda süreç yönetimi, uygulama disiplini ve insani ilişkilerle birlikte anlam kazandığını gözlemledim. Mesleki özgüvenim geliştikçe, markamın gideceği yön de netleşmeye ve somut bir yapıya dönüşmeye başladı.
Ben BURĒAU’yu bir iç mimarlık ofisi olarak değil, kendi dili, ilkeleri ve değerleri olan bir marka olarak görüyorum. İlk günden itibaren yazılmış bir manifestomuz var. Bu ilkelere her projede sadık kalmaya ve onları geliştirmeye özen gösteriyoruz. Çünkü bizim için iyi bir tasarım sadece estetik üretmek değil; doğru süreçler kurmak, insanlara dokunmak, kalıcı bağlar kurmak ve her projeye gerçek bir anlam katmakla mümkün.
Multidisipliner olmak ve tüm tasarım katmanlarını tek bir çatı altında birleştirmek istememizin sebebi de tam olarak bu: Tasarımın fikir aşamasından uygulamaya, hatta o mekânda yaşayacak sanat eserlerine kadar uzanan yolculuğunu bütüncül bir şekilde yönetebilmek.
Kendi markamı kurmak, ilk tohumları üniversite zamanlarıma dayanan bir fikir.Uzun yıllar yavaş yavaş büyüyen bir hayaldi. Sektörde geçirdiğim 8 yıllık deneyim boyunca, tasarımın yalnızca yaratıcı fikirlerden ibaret olmadığını; aynı zamanda süreç yönetimi, uygulama disiplini ve insani ilişkilerle birlikte anlam kazandığını gözlemledim. Mesleki özgüvenim geliştikçe, markamın gideceği yön de netleşmeye ve somut bir yapıya dönüşmeye başladı.
Ben BURĒAU’yu bir iç mimarlık ofisi olarak değil, kendi dili, ilkeleri ve değerleri olan bir marka olarak görüyorum. İlk günden itibaren yazılmış bir manifestomuz var. Bu ilkelere her projede sadık kalmaya ve onları geliştirmeye özen gösteriyoruz. Çünkü bizim için iyi bir tasarım sadece estetik üretmek değil; doğru süreçler kurmak, insanlara dokunmak, kalıcı bağlar kurmak ve her projeye gerçek bir anlam katmakla mümkün.
Multidisipliner olmak ve tüm tasarım katmanlarını tek bir çatı altında birleştirmek istememizin sebebi de tam olarak bu: Tasarımın fikir aşamasından uygulamaya, hatta o mekânda yaşayacak sanat eserlerine kadar uzanan yolculuğunu bütüncül bir şekilde yönetebilmek.
4.) İş dünyasında girişimcilik ve tasarım bir araya geldiğinde en büyük zorluklar neler oluyor? BURĒAU’yu büyütme sürecinde karşılaştığınız en büyük meydan okumalar nelerdi?
4.) İş dünyasında girişimcilik ve tasarım bir araya geldiğinde en büyük zorluklar neler oluyor? BURĒAU’yu büyütme sürecinde karşılaştığınız en büyük meydan okumalar nelerdi?
4.) İş dünyasında girişimcilik ve tasarım bir araya geldiğinde en büyük zorluklar neler oluyor? BURĒAU’yu büyütme sürecinde karşılaştığınız en büyük meydan okumalar nelerdi?
Şimdiye kadar edindiğim tecrübelere dayanarak söyleyebilirim ki; tasarım ve girişimcilik çoğu zaman çarpışan iki farklı dünya. O dengeyi kurmak, bu sürecin en büyük sınavlarından biri.
Bir yandan finansal yapıyı kurmaya, ekip yönetmeye, sürdürülebilir bir sistem oluşturmaya çalışırken; diğer yandan yaratıcı üretimi, hayal kurma kapasitesini ve özgün tasarım dilini canlı tutmak gerekiyor. Bu da çoğu zaman bambaşka iki karakter, iki farklı Eda olmamı gerektiriyor. Bazı günler biri bazı günler diğeri daha aktif çalışıyor. Ama her iki alanda da çok keyif alıyorum. BURĒAU’yu büyütürken en çok zorlandığım konu, bu iki alanı aynı titizlikle taşıyabilmek oldu.
Bir başka zorluk ise, Türkiye’de çok yaygın olmayan bir sistemin altyapısını kurmaktı. Tasarımı, uygulamayı ve sanatı tek bir çatı altında birleştiren multidisipliner bir yapıyız. Bu sistemi kurarken çok fazla deneme yanılmadan geçtik. Ama bu süreçler bize yalnızca güç değil, karakter de kazandırdı. Ve bugün, o zorluklar olmasaydı bu kadar sahici bir marka yaratamazdık diye düşünüyorum.
Şimdiye kadar edindiğim tecrübelere dayanarak söyleyebilirim ki; tasarım ve girişimcilik çoğu zaman çarpışan iki farklı dünya. O dengeyi kurmak, bu sürecin en büyük sınavlarından biri.
Bir yandan finansal yapıyı kurmaya, ekip yönetmeye, sürdürülebilir bir sistem oluşturmaya çalışırken; diğer yandan yaratıcı üretimi, hayal kurma kapasitesini ve özgün tasarım dilini canlı tutmak gerekiyor. Bu da çoğu zaman bambaşka iki karakter, iki farklı Eda olmamı gerektiriyor. Bazı günler biri bazı günler diğeri daha aktif çalışıyor. Ama her iki alanda da çok keyif alıyorum. BURĒAU’yu büyütürken en çok zorlandığım konu, bu iki alanı aynı titizlikle taşıyabilmek oldu.
Bir başka zorluk ise, Türkiye’de çok yaygın olmayan bir sistemin altyapısını kurmaktı. Tasarımı, uygulamayı ve sanatı tek bir çatı altında birleştiren multidisipliner bir yapıyız. Bu sistemi kurarken çok fazla deneme yanılmadan geçtik. Ama bu süreçler bize yalnızca güç değil, karakter de kazandırdı. Ve bugün, o zorluklar olmasaydı bu kadar sahici bir marka yaratamazdık diye düşünüyorum.
5.) BURĒAU olarak yaratıcı ve yenilikçi projelere nasıl yaklaşıyorsunuz? Tasarım süreçlerinizi farklı kılan unsurlar neler?
5.) BURĒAU olarak yaratıcı ve yenilikçi projelere nasıl yaklaşıyorsunuz? Tasarım süreçlerinizi farklı kılan unsurlar neler?
5.) BURĒAU olarak yaratıcı ve yenilikçi projelere nasıl yaklaşıyorsunuz? Tasarım süreçlerinizi farklı kılan unsurlar neler?
Her proje bizim için yeni bir başlangıç, yeni bir hikâye... BURĒAU olarak tasarıma yaklaşımımız, sezgiyle başlayan ama araştırmayla derinleşen bir süreç üzerine kurulu. Önce hissederiz, sonra bolca düşünürüz. Tasarıma ayrılan vakit kadar düşünmeye ve araştırmaya da vakit ayırılması gerekiyor. Bu denge bizim için çok kıymetli.
Projeye başlamadan önce, onu çevreleyen kültürel, mekânsal ve duygusal katmanları anlamaya çalışırız. Her tasarımın ait olduğu yere, zamana ve insana uyumlu olması gerektiğine inanıyoruz. Yaratıcı süreci yalnızca estetik üretim olarak değil; bir bağ kurma, bir anlam inşa etme biçimi olarak görüyoruz.
Bizi farklı kılan en temel unsurlardan biri, multidisipliner yapımız. Tasarımın fikrinden üretimine, mekânın kurulumundan içinde yer alacak sanat eserlerine kadar sürecin tamamına hakim olmamız, projelere bütünsel bir gözle yaklaşmamızı sağlıyor.
Ve en önemlisi: Tekrar etmeyen, birbirini kopyalamayan işler üretmeye özen gösteriyoruz. Çünkü her projenin biricik olduğuna inanıyor; her mekânın, sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda nevi şahsına münhasır bir deneyim sunması gerektiğini savunuyoruz.
Her proje bizim için yeni bir başlangıç, yeni bir hikâye... BURĒAU olarak tasarıma yaklaşımımız, sezgiyle başlayan ama araştırmayla derinleşen bir süreç üzerine kurulu. Önce hissederiz, sonra bolca düşünürüz. Tasarıma ayrılan vakit kadar düşünmeye ve araştırmaya da vakit ayırılması gerekiyor. Bu denge bizim için çok kıymetli.
Projeye başlamadan önce, onu çevreleyen kültürel, mekânsal ve duygusal katmanları anlamaya çalışırız. Her tasarımın ait olduğu yere, zamana ve insana uyumlu olması gerektiğine inanıyoruz. Yaratıcı süreci yalnızca estetik üretim olarak değil; bir bağ kurma, bir anlam inşa etme biçimi olarak görüyoruz.
Bizi farklı kılan en temel unsurlardan biri, multidisipliner yapımız. Tasarımın fikrinden üretimine, mekânın kurulumundan içinde yer alacak sanat eserlerine kadar sürecin tamamına hakim olmamız, projelere bütünsel bir gözle yaklaşmamızı sağlıyor.
Ve en önemlisi: Tekrar etmeyen, birbirini kopyalamayan işler üretmeye özen gösteriyoruz. Çünkü her projenin biricik olduğuna inanıyor; her mekânın, sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda nevi şahsına münhasır bir deneyim sunması gerektiğini savunuyoruz.
6.) Malzeme seçimlerinizde hangi unsurlar sizin için belirleyici? Bir mekânın dokusunu ve kimliğini oluştururken hangi detaylara özellikle dikkat ediyorsunuz?
6.) Malzeme seçimlerinizde hangi unsurlar sizin için belirleyici? Bir mekânın dokusunu ve kimliğini oluştururken hangi detaylara özellikle dikkat ediyorsunuz?
6.) Malzeme seçimlerinizde hangi unsurlar sizin için belirleyici? Bir mekânın dokusunu ve kimliğini oluştururken hangi detaylara özellikle dikkat ediyorsunuz?
Malzeme ve Doku bizim için sadece bir yüzey tercihi değil; hikâyeyi taşıyan, duyguyu mekâna aktaran yaratmak istediğimiz kimliği veren en güçlü araçlardan biri. BURĒAU’da her projeye bir hikâye olarak yaklaşıyoruz ve bu anlatının en somut taşıyıcısı da malzemeler ve dokular oluyor. Malzemelerle oynamayı, yapılmayanı denemeyi, formlarla birlikte onları da dönüştürmeyi çok seviyoruz.
Ancak bu duygusal ve estetik yaklaşımın yanında, daha önemli bir konu ise işlevsellik. İstediği kadar güçlü bir estetik taşısın, kullanıcıya zorluk çıkaracak ya da uzun vadede memnuniyet yaratmayacak hiçbir çözümü projeye dahil etmiyoruz. Doğru yerde, doğru malzemeyi kullanmak bizim için estetikten de önce geliyor.
Bunun yanında, projenin bağlamı da bizim için çok belirleyici. Lokasyon, iklim, lojistik erişim, sürdürülebilirlik gibi faktörleri de malzeme kararlarımızda mutlaka göz önünde bulunduruyoruz. Yerel malzemelere öncelik vermek, karbon ayak izini azaltmak ve çevresel uyum sağlamak, karar mekanizmamızın önemli parçaları.
Malzeme ve Doku bizim için sadece bir yüzey tercihi değil; hikâyeyi taşıyan, duyguyu mekâna aktaran yaratmak istediğimiz kimliği veren en güçlü araçlardan biri. BURĒAU’da her projeye bir hikâye olarak yaklaşıyoruz ve bu anlatının en somut taşıyıcısı da malzemeler ve dokular oluyor. Malzemelerle oynamayı, yapılmayanı denemeyi, formlarla birlikte onları da dönüştürmeyi çok seviyoruz.
Ancak bu duygusal ve estetik yaklaşımın yanında, daha önemli bir konu ise işlevsellik. İstediği kadar güçlü bir estetik taşısın, kullanıcıya zorluk çıkaracak ya da uzun vadede memnuniyet yaratmayacak hiçbir çözümü projeye dahil etmiyoruz. Doğru yerde, doğru malzemeyi kullanmak bizim için estetikten de önce geliyor.
Bunun yanında, projenin bağlamı da bizim için çok belirleyici. Lokasyon, iklim, lojistik erişim, sürdürülebilirlik gibi faktörleri de malzeme kararlarımızda mutlaka göz önünde bulunduruyoruz. Yerel malzemelere öncelik vermek, karbon ayak izini azaltmak ve çevresel uyum sağlamak, karar mekanizmamızın önemli parçaları.
7.) Size çokça ilham veren şehir, dönem, stil vb. nedir?
Bana en çok ilham veren şeyler, aslında hayata bakış biçimimle çok örtüşüyor: Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek, kitaplar okumak, müze ve galerileri gezmek... Nereye gidersem gideyim, o şehrin dokusunu, sokaklarını, kültürünü tasarım gözüyle izlemeyi seviyorum. Her seyahatimi bu motivasyonla planlıyorum; çünkü ilhamın, yalnızca bir formda değil, bir histe, bir detayda, bazen de sadece o ana ait bir ışıkta gizli olduğunu düşünüyorum.
İtalya, özellikle de Milano, benim için çok özel. Orada yaşadım, eğitim aldım ve tasarımın köklerine dair duyduğum hayranlıkla daha da derin bir bağ kurdum. Hem tarihsel katmanları hem de gündelik hayatla estetik arasındaki doğal ilişki, beni her seferinde büyülüyor.
Dönem olarak en çok etkilendiğim ise Mid-Century Modern. Fonksiyonel olanı estetikten ödün vermeden sunabilmesi, yalınlıkla zarafeti aynı çizgide taşıyabilmesi benim tasarım anlayışıma çok yakın.
Stil konusunda ise tek bir çizgiye bağlı kalmamaya özen gösteriyorum. His taşıyan, zamansız, özgün ve anlatısı olan her şey bana ilham verebilir—her şey olabilir bir film, bir kitap, bir mekan, bir insan...
7.) Size çokça ilham veren şehir, dönem, stil vb. nedir?
Bana en çok ilham veren şeyler, aslında hayata bakış biçimimle çok örtüşüyor: Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek, kitaplar okumak, müze ve galerileri gezmek... Nereye gidersem gideyim, o şehrin dokusunu, sokaklarını, kültürünü tasarım gözüyle izlemeyi seviyorum. Her seyahatimi bu motivasyonla planlıyorum; çünkü ilhamın, yalnızca bir formda değil, bir histe, bir detayda, bazen de sadece o ana ait bir ışıkta gizli olduğunu düşünüyorum.
İtalya, özellikle de Milano, benim için çok özel. Orada yaşadım, eğitim aldım ve tasarımın köklerine dair duyduğum hayranlıkla daha da derin bir bağ kurdum. Hem tarihsel katmanları hem de gündelik hayatla estetik arasındaki doğal ilişki, beni her seferinde büyülüyor.
Dönem olarak en çok etkilendiğim ise Mid-Century Modern. Fonksiyonel olanı estetikten ödün vermeden sunabilmesi, yalınlıkla zarafeti aynı çizgide taşıyabilmesi benim tasarım anlayışıma çok yakın.
Stil konusunda ise tek bir çizgiye bağlı kalmamaya özen gösteriyorum. His taşıyan, zamansız, özgün ve anlatısı olan her şey bana ilham verebilir—her şey olabilir bir film, bir kitap, bir mekan, bir insan...
8.) Bugünün iç mimari anlayışı sizce gelecekte nasıl şekillenecek? Önümüzdeki yıllarda hangi konseptlerin ön plana çıkacağını öngörüyorsunuz?
8.) Bugünün iç mimari anlayışı sizce gelecekte nasıl şekillenecek? Önümüzdeki yıllarda hangi konseptlerin ön plana çıkacağını öngörüyorsunuz?
Bence iç mimarlık önümüzdeki yıllarda çok daha hızlı, pratik ve teknolojik çözümler üzerine kurulu bir yapıya evrilecek. İnsanların zamanı çok kıymetli, süreçler daha kısa, kararlar daha hızlı olmak zorunda. Bu da tasarımcının hem çözüm odaklı hem çevik düşünebilmesini gerektiriyor.
Teknolojinin bu dönüşümde çok belirleyici olacağına inanıyorum. Akıllı sistemler, dijital üretim teknikleri, yapay zekâ destekli tasarım süreçleri artık tasarımın lüksü değil, temel araçları hâline geliyor. Aynı zamanda sürdürülebilirlik—yalnızca bir malzeme seçimi değil, tüm üretim sürecinin sorumlu ve uzun ömürlü kurgulanması anlamında—çok daha kritik bir rol üstlenecek.
Ama tüm bu dönüşümün içinde tasarımın özü, yani düşünceye zaman ayırmak, hissi korumak, emeğe saygı duymak hiçbir zaman değerini kaybetmeyecek. Hızlı olmak, yüzeysel olmak anlamına gelmemeli. Hızla birlikte derinlik kurabilmek, bence çağdaş tasarımcının en büyük sınavı olacak.
Bence iç mimarlık önümüzdeki yıllarda çok daha hızlı, pratik ve teknolojik çözümler üzerine kurulu bir yapıya evrilecek. İnsanların zamanı çok kıymetli, süreçler daha kısa, kararlar daha hızlı olmak zorunda. Bu da tasarımcının hem çözüm odaklı hem çevik düşünebilmesini gerektiriyor.
Teknolojinin bu dönüşümde çok belirleyici olacağına inanıyorum. Akıllı sistemler, dijital üretim teknikleri, yapay zekâ destekli tasarım süreçleri artık tasarımın lüksü değil, temel araçları hâline geliyor. Aynı zamanda sürdürülebilirlik—yalnızca bir malzeme seçimi değil, tüm üretim sürecinin sorumlu ve uzun ömürlü kurgulanması anlamında—çok daha kritik bir rol üstlenecek.
Ama tüm bu dönüşümün içinde tasarımın özü, yani düşünceye zaman ayırmak, hissi korumak, emeğe saygı duymak hiçbir zaman değerini kaybetmeyecek. Hızlı olmak, yüzeysel olmak anlamına gelmemeli. Hızla birlikte derinlik kurabilmek, bence çağdaş tasarımcının en büyük sınavı olacak.
9.) Bu koleksiyonumuza bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
9.) Bu koleksiyonumuza bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
"İyi tasarım bir iz bırakmaz, bir his bırakır—ve hissedilen her şey hatırlanır."
"İyi tasarım bir iz bırakmaz, bir his bırakır—ve hissedilen her şey hatırlanır."

















