










[BELİZ]
Müzisyen ve Söz Yazarı Beliz, TANI koleksiyonunun yeni serisinde yer aldı. Beliz'i daha yakından tanımak için bu içeriği okuyabilirsiniz. ☻ ☻ ☻
1.) Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
İsmim Beliz, işim gücüm müziktir; şarkı yazar, çalar ve söylerim. Şarkılarım çoğunlukla toplumsal ve küresel dertlere dair sözler ve hikâyeler içeriyor; dünyaya kulak veren, duygu odaklı yaşayan biriyim. Bir gitar yapım atölyesinde çıraklık yapGğım zamanlardan beri (canustam İsmail Dalgın’a selam hehe) enstrümanların doğasına dair de ayrı bir tutkum var. Çeşitli sanat biçimlerine zaman zaman salça olurum ama müzik, evimdir. Bir de daima iyiliğin peşindeyimdir, polyanna perspektifinden değil de gerçekçi bir umutla iyiliğin devrimini hayal ederim. Ömürlük destekçim olan çekirdek aileme bayılır ve onlarla çokça vakit geçiririm. Laz’ımdır, memleketime de bayılırım.
Ha bir de kısa tutmayı beceremem, kelimeleri dağ ederim, kusuruma bakmayın..🐒
İsmim Beliz, işim gücüm müziktir; şarkı yazar, çalar ve söylerim. Şarkılarım çoğunlukla toplumsal ve küresel dertlere dair sözler ve hikâyeler içeriyor; dünyaya kulak veren, duygu odaklı yaşayan biriyim. Bir gitar yapım atölyesinde çıraklık yapGğım zamanlardan beri (canustam İsmail Dalgın’a selam hehe) enstrümanların doğasına dair de ayrı bir tutkum var. Çeşitli sanat biçimlerine zaman zaman salça olurum ama müzik, evimdir. Bir de daima iyiliğin peşindeyimdir, polyanna perspektifinden değil de gerçekçi bir umutla iyiliğin devrimini hayal ederim. Ömürlük destekçim olan çekirdek aileme bayılır ve onlarla çokça vakit geçiririm. Laz’ımdır, memleketime de bayılırım.
Ha bir de kısa tutmayı beceremem, kelimeleri dağ ederim, kusuruma bakmayın..🐒
2.) Hatırladığınız en erken müzik anınız nedir? Sizi müziğe doğru ilk çeken şey neydi?
2.) Hatırladığınız en erken müzik anınız nedir? Sizi müziğe doğru ilk çeken şey neydi?
2.) Hatırladığınız en erken müzik anınız nedir? Sizi müziğe doğru ilk çeken şey neydi?
“Vuaoov neden birdenbire kalbim bu kadar ağırlaştı, az önce çok mutluydum.” dediğim andır sanırım. Müziğin görkemi duyguları ustalıkla manipüle edebilmesindedir diye düşünürüm. Küçücükken kurduğum o cümle de tam olarak bu manipülasyonu tarif ediyor aslında. Çocuksu bir anlamlandırma çabasıyla dinlerdim müziği hep: Mutsuzken ‘Hippy Hippy Shake’ şarkısını duyuyordum hoop dans edesim geliyordu, şen şakrak bir günümdeyse Radiohead ile tanışıp bin bir dert sahibi olabiliyordum ve müziğin bu yönünü eşsiz buluyordum. Zaman içinde duygu yoğunluğumu yalnızca müziği dinleyerek değil müzik yaratarak çok daha etkili bir biçimde hafifletebileceğimi fark ettiğimde beste yapmaya başladım. Eğer içine kapanık bir çocuksanız sanat şahane bir eşlikçi oluyor. Ailesine bile derdini yazarak anlatan biri için pek zor olmamıştı söz yazmak, bir de kuzenimin bize hediye ettiği org vardı elimde, önce ablamın çaldığı şeyleri taklit ederek sonra kulaktan uydura uydura yolumu buldum. Konsere ya da bir gösteriye gittiğim zaman kendimi seyirciden değil de hep sahnedekilerin bir parçasıymış gibi hissettim, her seferinde büyülenmiş ama eksik döndüm eve. Sahnede olmam gerektiğini hissettim daima fakat uğradığım zorbalıklar, beraberindeki özgüvensizlik vesaire beni iyice içime kapattı. İlk şarkımı yayınladığımda yakın arkadaşlarımdan bile “Sen şarkı mı yazıyordun?” gibi tepkiler almışımdır. Velhasıl, sahnedeyken hiçbir yerde olmadığım kadar kendim oluyorum, müzik kesinlikle eşsiz bir şey.
“Vuaoov neden birdenbire kalbim bu kadar ağırlaştı, az önce çok mutluydum.” dediğim andır sanırım. Müziğin görkemi duyguları ustalıkla manipüle edebilmesindedir diye düşünürüm. Küçücükken kurduğum o cümle de tam olarak bu manipülasyonu tarif ediyor aslında. Çocuksu bir anlamlandırma çabasıyla dinlerdim müziği hep: Mutsuzken ‘Hippy Hippy Shake’ şarkısını duyuyordum hoop dans edesim geliyordu, şen şakrak bir günümdeyse Radiohead ile tanışıp bin bir dert sahibi olabiliyordum ve müziğin bu yönünü eşsiz buluyordum. Zaman içinde duygu yoğunluğumu yalnızca müziği dinleyerek değil müzik yaratarak çok daha etkili bir biçimde hafifletebileceğimi fark ettiğimde beste yapmaya başladım. Eğer içine kapanık bir çocuksanız sanat şahane bir eşlikçi oluyor. Ailesine bile derdini yazarak anlatan biri için pek zor olmamıştı söz yazmak, bir de kuzenimin bize hediye ettiği org vardı elimde, önce ablamın çaldığı şeyleri taklit ederek sonra kulaktan uydura uydura yolumu buldum. Konsere ya da bir gösteriye gittiğim zaman kendimi seyirciden değil de hep sahnedekilerin bir parçasıymış gibi hissettim, her seferinde büyülenmiş ama eksik döndüm eve. Sahnede olmam gerektiğini hissettim daima fakat uğradığım zorbalıklar, beraberindeki özgüvensizlik vesaire beni iyice içime kapattı. İlk şarkımı yayınladığımda yakın arkadaşlarımdan bile “Sen şarkı mı yazıyordun?” gibi tepkiler almışımdır. Velhasıl, sahnedeyken hiçbir yerde olmadığım kadar kendim oluyorum, müzik kesinlikle eşsiz bir şey.
3.) Atölyede birçok müzisyenle tanıştığınızı söylüyorsunuz. Bu kişiden/kişilerden hiç sizin üretim sürecinize iz bırakan oldu mu?
3.) Atölyede birçok müzisyenle tanıştığınızı söylüyorsunuz. Bu kişiden/kişilerden hiç sizin üretim sürecinize iz bırakan oldu mu?
3.) Atölyede birçok müzisyenle tanıştığınızı söylüyorsunuz. Bu kişiden/kişilerden hiç sizin üretim sürecinize iz bırakan oldu mu?
Atölyede geçirdiğim yıllar beni ben yapan birçok iz bırakmıştır elbette, iz bırakanların başında ustam İsmail Dalgın ile ettiğimiz derin sohbetler gelir. Orada Kenan Dalgıç diye bir can dostum vardı, o da çırak ama asıl işi müzisyenlik, özgüvenimi artırmak için birileri her geldiğinde şarkı söyleyeyim diye yarım saat ısrar ederdi. Sektöre attığım ilk adımlar da onun desteğiyledir. Atölyenin müdavimlerinden Erkan Oğur beni her gelişinde büyülemiştir, sohbet ederken pamuk gibi olan o ponçik adam gitarın başına bir geçiyor sanki ardında binbir gölge, dev bir görkem hâli, bıçak gibi bakışlar... Onu izlerken bir dakika bir saat oluyor dünya duruyor gibiydi, ilhamdı. Melek İrdem, kıymetli arkadaşım... Dünyanın bunca kötülüğüne rağmen müzik aşkıyla heyecanını parlak tutabilmeyi ondan öğrendim; artık hayatta değil ama bass gitarı bende, Melek de hep yanımdaymış gibi üretim süreçlerimde. Sonracığımaa... Serhat Utku İnan; Büyük Ev Ablukada’nın gitaristi olduğunu onunla tanıştıktan çokça sohbet ve vakit geçirdikten aylar sonra öğrendim; atölye artık Dalaman’da olduğu için Utku ile pek sohbetimiz kalmadı ama sayesinde mütevaziliğin kıymetini kendi gözümle bilmiş oldum. Albüme direkt dokunuş olarak Kadirhan Ayter’i söylemeliyim bir de, onunla da atölyede tanışmıştık. Şarkılarımın birçoğunun düzenlemesi kendisine ait ve müzik dünyamız çok benzeşiktir, ürettiklerimi ona ferahlıkla emanet ederim. Elbede atölyeye birçok saygın müzisyen daha gelip gitmiş ve müziğime dolaylıca dokunmuştur ama saymakla bitiremiyorum sanırım, burada sonlandırayım; hepsine selam olsun, teşekkür olsun.
Atölyede geçirdiğim yıllar beni ben yapan birçok iz bırakmıştır elbette, iz bırakanların başında ustam İsmail Dalgın ile ettiğimiz derin sohbetler gelir. Orada Kenan Dalgıç diye bir can dostum vardı, o da çırak ama asıl işi müzisyenlik, özgüvenimi artırmak için birileri her geldiğinde şarkı söyleyeyim diye yarım saat ısrar ederdi. Sektöre attığım ilk adımlar da onun desteğiyledir. Atölyenin müdavimlerinden Erkan Oğur beni her gelişinde büyülemiştir, sohbet ederken pamuk gibi olan o ponçik adam gitarın başına bir geçiyor sanki ardında binbir gölge, dev bir görkem hâli, bıçak gibi bakışlar... Onu izlerken bir dakika bir saat oluyor dünya duruyor gibiydi, ilhamdı. Melek İrdem, kıymetli arkadaşım... Dünyanın bunca kötülüğüne rağmen müzik aşkıyla heyecanını parlak tutabilmeyi ondan öğrendim; artık hayatta değil ama bass gitarı bende, Melek de hep yanımdaymış gibi üretim süreçlerimde. Sonracığımaa... Serhat Utku İnan; Büyük Ev Ablukada’nın gitaristi olduğunu onunla tanıştıktan çokça sohbet ve vakit geçirdikten aylar sonra öğrendim; atölye artık Dalaman’da olduğu için Utku ile pek sohbetimiz kalmadı ama sayesinde mütevaziliğin kıymetini kendi gözümle bilmiş oldum. Albüme direkt dokunuş olarak Kadirhan Ayter’i söylemeliyim bir de, onunla da atölyede tanışmıştık. Şarkılarımın birçoğunun düzenlemesi kendisine ait ve müzik dünyamız çok benzeşiktir, ürettiklerimi ona ferahlıkla emanet ederim. Elbede atölyeye birçok saygın müzisyen daha gelip gitmiş ve müziğime dolaylıca dokunmuştur ama saymakla bitiremiyorum sanırım, burada sonlandırayım; hepsine selam olsun, teşekkür olsun.
4.) Üretim sürecinizde iç sesiniz mi önce fısıldar, yoksa dış dünyanın sesi mi sizi dürter?
4.) Üretim sürecinizde iç sesiniz mi önce fısıldar, yoksa dış dünyanın sesi mi sizi dürter?
4.) Üretim sürecinizde iç sesiniz mi önce fısıldar, yoksa dış dünyanın sesi mi sizi dürter?
Benim perspetifimde bu ikisi çok bütüncül bir akış halinde aslında. Sokakta gördüğüm kağıt toplayan çocuk da benim derdim, yakın arkadaşımla ettiğim kavga da, kilometrelerce ötemde ayrımcılığa uğrayan insan da, işkenceye maruz kalan hayvan da... Yani dünyanın derdine ses olmak gibi bir misyon edinmiş değilim ama dünyada olanları gerçekten dert ediyor ve bunca derdi ancak şarkılarla bir nebze hafifletebiliyorum. Aşka dair de yazıyorum elbede veya bireysel yolculuğuma, kendilik kavramına, tamamen benim kalbimle ilişkili konulara da değiniyorum ama finalde bir bakıyorum sözler yine dış dünyayla bir şekilde harmanlanmış. İnsan böylesi dert dolu bir atmosferde aşk acısı çekmeye bile utanıyor bazen. Özetlemek gerekirse iç fısıltılarım dış dünyanın sesiyle yoğrulup şarkı formunu alıyor diyebilirim.
Benim perspetifimde bu ikisi çok bütüncül bir akış halinde aslında. Sokakta gördüğüm kağıt toplayan çocuk da benim derdim, yakın arkadaşımla ettiğim kavga da, kilometrelerce ötemde ayrımcılığa uğrayan insan da, işkenceye maruz kalan hayvan da... Yani dünyanın derdine ses olmak gibi bir misyon edinmiş değilim ama dünyada olanları gerçekten dert ediyor ve bunca derdi ancak şarkılarla bir nebze hafifletebiliyorum. Aşka dair de yazıyorum elbede veya bireysel yolculuğuma, kendilik kavramına, tamamen benim kalbimle ilişkili konulara da değiniyorum ama finalde bir bakıyorum sözler yine dış dünyayla bir şekilde harmanlanmış. İnsan böylesi dert dolu bir atmosferde aşk acısı çekmeye bile utanıyor bazen. Özetlemek gerekirse iç fısıltılarım dış dünyanın sesiyle yoğrulup şarkı formunu alıyor diyebilirim.
5.) Şarkı yazarken aradığınız şeyin tanımı değişiyor mu zamanla? Anlam sizin için sabit bir şey mi yoksa üretimle birlikte şekil değiştiren bir yapı mı?
5.) Şarkı yazarken aradığınız şeyin tanımı değişiyor mu zamanla? Anlam sizin için sabit bir şey mi yoksa üretimle birlikte şekil değiştiren bir yapı mı?
5.) Şarkı yazarken aradığınız şeyin tanımı değişiyor mu zamanla? Anlam sizin için sabit bir şey mi yoksa üretimle birlikte şekil değiştiren bir yapı mı?
Sorularınıza bayılıyorum hehe. Biraz düşündürdü bu... Yani insan mütemadiyen değişiyor malum, anlam değişmiyor demek ne kadar doğru olur bilemedim ama genel olarak içimdeki duygu yoğunluğunu bu şekilde yüzeye çıkartmak bana tamamlanmışlık hissi veriyor. Dünyaya bunu yapmak için geldiğimi seziyorum adeta, bir sorumluluk yerine getirildiğinde ortaya çıkan hisle benzer diyebilirim. Dolayısıyla içerikteki anlamlar şekil değiştirse de benim bu işi yaparkenki anlamlandırma biçimim aynı. Yaşam benim için bu demek; görmek, hissetmek, ve o hissi müziğe dönüştürmek. Gördüklerim değiştikçe müziğim de değişiyor olabilir pek tabii. Nihayetinde müzik bir arayıştan ziyade varlığımı sürdürmek için inatla yaptığım yegâne şey.
Sorularınıza bayılıyorum hehe. Biraz düşündürdü bu... Yani insan mütemadiyen değişiyor malum, anlam değişmiyor demek ne kadar doğru olur bilemedim ama genel olarak içimdeki duygu yoğunluğunu bu şekilde yüzeye çıkartmak bana tamamlanmışlık hissi veriyor. Dünyaya bunu yapmak için geldiğimi seziyorum adeta, bir sorumluluk yerine getirildiğinde ortaya çıkan hisle benzer diyebilirim. Dolayısıyla içerikteki anlamlar şekil değiştirse de benim bu işi yaparkenki anlamlandırma biçimim aynı. Yaşam benim için bu demek; görmek, hissetmek, ve o hissi müziğe dönüştürmek. Gördüklerim değiştikçe müziğim de değişiyor olabilir pek tabii. Nihayetinde müzik bir arayıştan ziyade varlığımı sürdürmek için inatla yaptığım yegâne şey.
6.) Kaygıları bir kenara bırakıp üretmek, diyorsunuz. Peki sizce, bir noktada ‘anlaşılmak için’ bazı kalıplara ihtiyaç duymak kaçınılmaz mı — yoksa bu da bize öğretilmiş bir çaresizlik mi?
6.) Kaygıları bir kenara bırakıp üretmek, diyorsunuz. Peki sizce, bir noktada ‘anlaşılmak için’ bazı kalıplara ihtiyaç duymak kaçınılmaz mı — yoksa bu da bize öğretilmiş bir çaresizlik mi?
6.) Kaygıları bir kenara bırakıp üretmek, diyorsunuz. Peki sizce, bir noktada ‘anlaşılmak için’ bazı kalıplara ihtiyaç duymak kaçınılmaz mı — yoksa bu da bize öğretilmiş bir çaresizlik mi?
Dürüst olmak icab ederse ben hep kalıplardan kaçındım, bazen detonelikleri severim, bazen itici bir vokal tonuyla kulakları rahatsız etmek isterim. Elbette kalıpları faydaya dönüştüren insanlar da var ama bende öyle çalışmıyor. Hatta öyle ki hayal gücümü kısıtlayacağına inanarak ne bir nota okumayı öğrenmişimdir ne armoni kurallarını. Böyle konularda amatör kalınca önümde dev bir havuz varmışcasına her şeyi deneyebiliyorum, sezgilerimi takip ediyorum çünkü teknik bilginin derinlerine indikçe büyüsü ve duygusu yitiyor gibi hissediyorum. Sektöre girdiğimden beri ekibimle kolay iletişebilmek adına akor isimlerini falan öğrendim tabi ama benzeri gereklilikler haricinde herhangi bir kalıba tutunmanın yaratıcılığa hizmet etmesi bana uzak bir fikir, bunun üzerine tartışalım derseniz memnuniyetle.💐
Dürüst olmak icab ederse ben hep kalıplardan kaçındım, bazen detonelikleri severim, bazen itici bir vokal tonuyla kulakları rahatsız etmek isterim. Elbette kalıpları faydaya dönüştüren insanlar da var ama bende öyle çalışmıyor. Hatta öyle ki hayal gücümü kısıtlayacağına inanarak ne bir nota okumayı öğrenmişimdir ne armoni kurallarını. Böyle konularda amatör kalınca önümde dev bir havuz varmışcasına her şeyi deneyebiliyorum, sezgilerimi takip ediyorum çünkü teknik bilginin derinlerine indikçe büyüsü ve duygusu yitiyor gibi hissediyorum. Sektöre girdiğimden beri ekibimle kolay iletişebilmek adına akor isimlerini falan öğrendim tabi ama benzeri gereklilikler haricinde herhangi bir kalıba tutunmanın yaratıcılığa hizmet etmesi bana uzak bir fikir, bunun üzerine tartışalım derseniz memnuniyetle.💐
7.) Üretiminiz boyunca sizinle hep gelen bir cümle, bir inanç ya da bir alışkanlık oldu mu? Bunu bizimle paylaşabilir misiniz?
Kolumda şahin görünümlü bir kartal dövmesi var, memleketim Artvin’de yaylaya çıkarken bir kartal görmüş ve onu şahin sanmıştım. Bulunduğum yerden bir şeyleri yanlış değerlendirmeye müsait bir yapım var çünkü yufkayım biraz, herkese güvenmek isterim ve bu bizim sektörde var olmak için zorlayıcı bir özellik. Bu dövmeyse bana bulunduğum yerden değil kuş bakışı görmem gerektiğini hatırlatıyor.
Bir de aksiliklerin büyüsüne çok inanırım. İşim esnasında yaşanan bir aksilik o sırada farkında olmadığımız bir biçimde geleceğin iyiliğine hizmet etmiş bulunur: O kadar çok örneğini yaşadım ki artık aksiliklere üzülmem, “Hah şimdi tamamız.” derim.
7.) Üretiminiz boyunca sizinle hep gelen bir cümle, bir inanç ya da bir alışkanlık oldu mu? Bunu bizimle paylaşabilir misiniz?
Kolumda şahin görünümlü bir kartal dövmesi var, memleketim Artvin’de yaylaya çıkarken bir kartal görmüş ve onu şahin sanmıştım. Bulunduğum yerden bir şeyleri yanlış değerlendirmeye müsait bir yapım var çünkü yufkayım biraz, herkese güvenmek isterim ve bu bizim sektörde var olmak için zorlayıcı bir özellik. Bu dövmeyse bana bulunduğum yerden değil kuş bakışı görmem gerektiğini hatırlatıyor.
Bir de aksiliklerin büyüsüne çok inanırım. İşim esnasında yaşanan bir aksilik o sırada farkında olmadığımız bir biçimde geleceğin iyiliğine hizmet etmiş bulunur: O kadar çok örneğini yaşadım ki artık aksiliklere üzülmem, “Hah şimdi tamamız.” derim.
8.) Müzikal olarak ileride denemek istediğiniz fakat henüz fırsat bulamadığınız bir şey var mı?
8.) Müzikal olarak ileride denemek istediğiniz fakat henüz fırsat bulamadığınız bir şey var mı?
Sorunun başında cevaplarımdan biri var: Bir müzikalde olmak istemişimdir hep ama bu müzikle ilişkili hayallerimin binde biri olabilir. Electric Lady stüdyolarında kayıt yapmak, Patti Smith’e ithaf ettiğim şarkıyı ona canlı söyleyebilmek, dar sokaklı bir İtalyan kasabasında minik bir barda sahne almak, dev bir stadyumda konser verirken onca insanın şarkımı söyleyişini dinleyebilmek, ustamla beraber bu kez benim için bir gitar yapmak, müziğimle sevilmek, daha çok sevmek, ve daha nicesi...
Sorunun başında cevaplarımdan biri var: Bir müzikalde olmak istemişimdir hep ama bu müzikle ilişkili hayallerimin binde biri olabilir. Electric Lady stüdyolarında kayıt yapmak, Patti Smith’e ithaf ettiğim şarkıyı ona canlı söyleyebilmek, dar sokaklı bir İtalyan kasabasında minik bir barda sahne almak, dev bir stadyumda konser verirken onca insanın şarkımı söyleyişini dinleyebilmek, ustamla beraber bu kez benim için bir gitar yapmak, müziğimle sevilmek, daha çok sevmek, ve daha nicesi...
9.) Bu koleksiyonumuza bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
9.) Bu koleksiyonumuza bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
Oof son soruya ne ara geldik🥹 Koleksiyonunuza bayılıyorum, vizyonlu işleri takip etmek her zaman dev bir keyif. Emeğiniz karşılığını katbekat bulsun, elleriniz dert görmesin. Beni bu koleksiyona dahil etmenize ve canım sorularınıza teşekkür ederim, iz cümlemi bir düşüneyim... Umuda dair olsun, bugünlerde pek ihtiyaç var.
-İpler elimizde, özgürlük gökteyse, biz uçmasak da yükseğiz.
Oof son soruya ne ara geldik🥹 Koleksiyonunuza bayılıyorum, vizyonlu işleri takip etmek her zaman dev bir keyif. Emeğiniz karşılığını katbekat bulsun, elleriniz dert görmesin. Beni bu koleksiyona dahil etmenize ve canım sorularınıza teşekkür ederim, iz cümlemi bir düşüneyim... Umuda dair olsun, bugünlerde pek ihtiyaç var.
-İpler elimizde, özgürlük gökteyse, biz uçmasak da yükseğiz.

















