[CASSIDY JACKSON]

Ressam Cassidy Jackson, TANI koleksiyonunun yeni serisinde yer aldı. Cassidy Jackson'ı daha yakından tanımak için bu içeriği okuyabilirsiniz. ☻ ☻ ☻

1.) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ben Cassidy Jackson, Avustralya'nın Thirroul kentinden, dışavurumcu ve figüratif tarzları keşfeden ve yaşam deneyimlerimden soyut bir mercekle yararlanan çağdaş bir sanatçıyım. Tiyatro geçmişim olduğundan çalışmalarıma bedenimi enstrüman olarak kullanarak, duygu ve cesur pigmentlerle hareket yaratarak yaklaşıyorum.

Ben Cassidy Jackson, Avustralya'nın Thirroul kentinden, dışavurumcu ve figüratif tarzları keşfeden ve yaşam deneyimlerimden soyut bir mercekle yararlanan çağdaş bir sanatçıyım. Tiyatro geçmişim olduğundan çalışmalarıma bedenimi enstrüman olarak kullanarak, duygu ve cesur pigmentlerle hareket yaratarak yaklaşıyorum.

2.) ''Soyutlama'' ve ''Dışavurumculuk'' sizin için bir tür meditasyon gibi görünüyor. Bu akış halini tetikleyen unsurlar neler? Bu anların özel ritüelleri var mı?
2.) ''Soyutlama'' ve ''Dışavurumculuk'' sizin için bir tür meditasyon gibi görünüyor. Bu akış halini tetikleyen unsurlar neler? Bu anların özel ritüelleri var mı?
2.) ''Soyutlama'' ve ''Dışavurumculuk'' sizin için bir tür meditasyon gibi görünüyor. Bu akış halini tetikleyen unsurlar neler? Bu anların özel ritüelleri var mı?

Müzik benim için sürecin önemli bir unsuru. Stüdyodayken sadece ben ve işim var, dünyanın geri kalanı sessizleşiyor. Daha çok yavaş yavaş oluşan doğal bir enerji dalgasına benziyor. Tamamen işime odaklandığım ve saatlerin başka hiçbir şey düşünmeden geçtiği günler en tatmin edici olanlardır çünkü bu hareketli bir arabuluculuk haline gelir ve müzik ritmin akışını sağlayan metronomdur.

Müzik benim için sürecin önemli bir unsuru. Stüdyodayken sadece ben ve işim var, dünyanın geri kalanı sessizleşiyor. Daha çok yavaş yavaş oluşan doğal bir enerji dalgasına benziyor. Tamamen işime odaklandığım ve saatlerin başka hiçbir şey düşünmeden geçtiği günler en tatmin edici olanlardır çünkü bu hareketli bir arabuluculuk haline gelir ve müzik ritmin akışını sağlayan metronomdur.

3.) Mullumbimby ve Bundajlung topraklarında yaşamak, sanat pratiğinize nasıl bir yön veriyor? Doğa, eserlerinizde nasıl yankılanıyor?
3.) Mullumbimby ve Bundajlung topraklarında yaşamak, sanat pratiğinize nasıl bir yön veriyor? Doğa, eserlerinizde nasıl yankılanıyor?
3.) Mullumbimby ve Bundajlung topraklarında yaşamak, sanat pratiğinize nasıl bir yön veriyor? Doğa, eserlerinizde nasıl yankılanıyor?

Tepeler ve okyanus o kadar yakından bağlantılı ki burası eski bir masaldan kalma mistik bir diyar gibi hissettiriyor. Figürlerim aracılığıyla dolaylı olarak yaşayabileceğim ve bu büyüyü somut bir forma dönüştürebileceğim, kendime ait bir dünya yaratma fikrini seviyorum. Bundajlung topraklarının dokularından ve renklerinden sonsuza kadar ilham alıyorum.

Tepeler ve okyanus o kadar yakından bağlantılı ki burası eski bir masaldan kalma mistik bir diyar gibi hissettiriyor. Figürlerim aracılığıyla dolaylı olarak yaşayabileceğim ve bu büyüyü somut bir forma dönüştürebileceğim, kendime ait bir dünya yaratma fikrini seviyorum. Bundajlung topraklarının dokularından ve renklerinden sonsuza kadar ilham alıyorum.

4.) İlk serginizi henüz 15 yaşındayken açtınız. O zamandan bu yana sanatsal yaklaşımınızda hangi büyük dönüşümler gerçekleşti?
4.) İlk serginizi henüz 15 yaşındayken açtınız. O zamandan bu yana sanatsal yaklaşımınızda hangi büyük dönüşümler gerçekleşti?
4.) İlk serginizi henüz 15 yaşındayken açtınız. O zamandan bu yana sanatsal yaklaşımınızda hangi büyük dönüşümler gerçekleşti?

Sanat pratiğimin o dönemini düşünmek hoşuma gidiyor çünkü çok özgürdü. Okul kitaplarıma sürekli karalamalar yapıyordum ve çalışmalarım kesinlikle o zamanki çevremi anımsatıyordu; gençlik kaygısı ve tumblr-esk nostaljisinin bir karışımı. Büyüdükçe işimin daha kasıtlı hale geldiğini ve doğal olarak benim gibi olgunlaştığını hissediyorum, ancak yine de o anda nasıl hissettiğime göre şakacı ve özgün kalmasına izin vermeye çalışıyorum, bu da pek değişmedi.

Sanat pratiğimin o dönemini düşünmek hoşuma gidiyor çünkü çok özgürdü. Okul kitaplarıma sürekli karalamalar yapıyordum ve çalışmalarım kesinlikle o zamanki çevremi anımsatıyordu; gençlik kaygısı ve tumblr-esk nostaljisinin bir karışımı. Büyüdükçe işimin daha kasıtlı hale geldiğini ve doğal olarak benim gibi olgunlaştığını hissediyorum, ancak yine de o anda nasıl hissettiğime göre şakacı ve özgün kalmasına izin vermeye çalışıyorum, bu da pek değişmedi.

5.) Eğer sanatınıza bir müzik listesi eşlik etseydi, bu hangi türden oluşan bir liste olurdu?
5.) Eğer sanatınıza bir müzik listesi eşlik etseydi, bu hangi türden oluşan bir liste olurdu?
5.) Eğer sanatınıza bir müzik listesi eşlik etseydi, bu hangi türden oluşan bir liste olurdu?

Her zaman Neo-soul.

Her zaman Neo-soul.

6.) Figürlerinizi tasarlarken belirli bir kişi veya karakter ilham kaynağınız oluyor mu? Yoksa tamamen hayal gücünüzden mi doğuyorlar?

6.) Figürlerinizi tasarlarken belirli bir kişi veya karakter ilham kaynağınız oluyor mu? Yoksa tamamen hayal gücünüzden mi doğuyorlar?

6.) Figürlerinizi tasarlarken belirli bir kişi veya karakter ilham kaynağınız oluyor mu? Yoksa tamamen hayal gücünüzden mi doğuyorlar?

İlham aldığım küçük bir moda fotoğrafçılığı tapınağım var ama genellikle tüm figürlerimi özgürce teslim ediyorum. Bana göre mutlaka bir karakteri temsil etmiyor, daha ziyade kadınlığın bir sembolünü temsil ediyor.

İlham aldığım küçük bir moda fotoğrafçılığı tapınağım var ama genellikle tüm figürlerimi özgürce teslim ediyorum. Bana göre mutlaka bir karakteri temsil etmiyor, daha ziyade kadınlığın bir sembolünü temsil ediyor.

7.) Transpersonal Sanat Terapisi eğitimi sürecinde öğrendiğiniz bir teori veya teknik, sanatsal pratiğinize doğrudan ilham verdi mi? Eğer verdiyse, bu nasıl bir değişim yarattı?

Hiçbir zaman konuşma veya ders ortamında öğrenen biri olmadım ve bu nedenle Sanat Terapisi kendimi ifade etmemde paha biçilmez bir araç oldu. Sanat Terapisi, sanatımı çeşitlendirmemde ve daha az kavramsal ve daha soyut işler yaratmamda beni destekledi; bu çok somatik bir süreç… enerjinin bedende ve bir bilinç akışı gibi tuvale doğru hareket etmesine izin vermek… ve bu öğrenmeden artık uyum sağlayabiliyorum her iki stil bir arada.

7.) Transpersonal Sanat Terapisi eğitimi sürecinde öğrendiğiniz bir teori veya teknik, sanatsal pratiğinize doğrudan ilham verdi mi? Eğer verdiyse, bu nasıl bir değişim yarattı?

Hiçbir zaman konuşma veya ders ortamında öğrenen biri olmadım ve bu nedenle Sanat Terapisi kendimi ifade etmemde paha biçilmez bir araç oldu. Sanat Terapisi, sanatımı çeşitlendirmemde ve daha az kavramsal ve daha soyut işler yaratmamda beni destekledi; bu çok somatik bir süreç… enerjinin bedende ve bir bilinç akışı gibi tuvale doğru hareket etmesine izin vermek… ve bu öğrenmeden artık uyum sağlayabiliyorum her iki stil bir arada.

8.) Kadınları ‘dinlenme halinde’ tasvir ettiğinizde, onların hikayelerinin hangi bölümlerine odaklanıyorsunuz?
8.) Kadınları ‘dinlenme halinde’ tasvir ettiğinizde, onların hikayelerinin hangi bölümlerine odaklanıyorsunuz?

Dişil form son derece zarif ve estetik, ve çıplak bedenlerin sanatta—ister heykel, ister resim ya da başka bir medyum olsun—yakalanış tarihine baktığımızda, evrimimizde bunu tanımamıza olanak sağlayan bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Kendim oldukça ‘tip A’ bir kişilik olarak, yapı ve düzen içinde gelişen biri olduğum için, bu bedenlerin çevremde olması bana huzur veriyor. Çalışmalarımda kadınları dinlenme hâlinde betimlemeyi tercih ediyorum çünkü kadınlar olarak kendimize her zaman üretken olmamız gerektiği konusunda çok fazla baskı yapıyoruz, oysa doğa bunu böyle istemedi. Anlatmak istediğim hikâye, hayatın kaçınılmaz karmaşası içinde nazik kalmanın önemini vurgulamak. Eğer stüdyomun bana sunduğu alan içinde dağınık ve kaotik olmasaydım, bu halim günlük yaşamıma taşardı. Bu figürler ise bana sadece ‘olmanın’ yeterli olduğunu hatırlatan birer sembol.

Dişil form son derece zarif ve estetik, ve çıplak bedenlerin sanatta—ister heykel, ister resim ya da başka bir medyum olsun—yakalanış tarihine baktığımızda, evrimimizde bunu tanımamıza olanak sağlayan bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Kendim oldukça ‘tip A’ bir kişilik olarak, yapı ve düzen içinde gelişen biri olduğum için, bu bedenlerin çevremde olması bana huzur veriyor. Çalışmalarımda kadınları dinlenme hâlinde betimlemeyi tercih ediyorum çünkü kadınlar olarak kendimize her zaman üretken olmamız gerektiği konusunda çok fazla baskı yapıyoruz, oysa doğa bunu böyle istemedi. Anlatmak istediğim hikâye, hayatın kaçınılmaz karmaşası içinde nazik kalmanın önemini vurgulamak. Eğer stüdyomun bana sunduğu alan içinde dağınık ve kaotik olmasaydım, bu halim günlük yaşamıma taşardı. Bu figürler ise bana sadece ‘olmanın’ yeterli olduğunu hatırlatan birer sembol.

9.) Bu koleksiyonda bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
9.) Bu koleksiyonda bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?

Yaratıcılığın da her canlı gibi nefes alması ve gelişmesi gerekiyor; bu eğlenceli bir yolculuk ve herhangi bir dar kategori veya sınırlamayla tanımlanmamalı ve kendime keşfedici olma izni vermek en tatmin edici ve iyileştirici deneyim oldu.

Yaratıcılığın da her canlı gibi nefes alması ve gelişmesi gerekiyor; bu eğlenceli bir yolculuk ve herhangi bir dar kategori veya sınırlamayla tanımlanmamalı ve kendime keşfedici olma izni vermek en tatmin edici ve iyileştirici deneyim oldu.

SONRAKİ

SONRAKİ

ÇAĞAN T. OKUYAN

ÇAĞAN T. OKUYAN